Lefke Maden Müzesi
Lefke Maden Müzesi, geçmişin gömülü değerlerini gün yüzüne çıkararak hem kültürel belleğe sahip çıkıyor hem de geleceğe ilham veriyor.

Lefke Maden Müzesi, Kıbrıs’ın zengin madencilik geçmişiyle bağ kurarak hem yerel halk hem de turistler için önemli bir kültür ve bilgilendirme noktası haline geldi. Uzun yıllar “Vasıf Palas” olarak bilinen tarihi bina içerisinde kurulan müze, bölgenin sanayi tarihini ve CMC dönemiyle şekillenen sosyal yapısını anlatmayı hedefliyor.
Tarihi Binanın Yeni Hayatı
Müzenin bulunduğu bina, 1930’lu yıllarda İngiliz yönetimi döneminde inşa edildi. Aslen Solyalı olan Ahmet Vasıf Bey’e ait olan yapı, Lefkeli eşi Fatma Hasan Binbaşı’nın arazisinde inşa edilmiş ve ilk olarak sinema ve otel olarak kullanılmıştı. Halk arasında “sinemahane” olarak da bilinen bu yapı, zaman içinde çok farklı işlevlere sahip oldu; TMT ve Sancaktarlık Binası, spor kulübü, kahvehane, öğrenci yurdu ve oyun salonu gibi çeşitli amaçlarla kullanıldı.
Daha sonra 1983 yılında Lefke Belediyesi’ne satılan bina, 2017 yılında Turizm Bakanlığı’na devredildi. Lefke Belediyesi ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi iş birliğinde rölöve projesi doğrultusunda restorasyon çalışmaları başlatıldı. 2018 yılında fiziksel onarımlar tamamlandı ancak iç tasarım ve sergileme süreçleri gecikti. 2023 yılında yapılan ihale ile bu çalışmalar da sona erdi ve müze 24 Mayıs 2025 tarihinde resmen açıldı.
Kıbrıs’ın Maden Geçmişi Üzerine Bir Derleme
Lefke Maden Müzesi, sadece Lefke'nin değil, aynı zamanda Kıbrıs genelindeki madencilik tarihinin en kapsamlı şekilde yansıtıldığı alanlardan biri. Özellikle 1910-1974 yılları arasında faaliyet gösteren Cyprus Mines Corporation (CMC), müzenin merkezi odak noktalarından biri.
Bu Amerikan şirketi, 1912 yılında Lefke bölgesinde maden arama çalışmalarına başladı ve kısa sürede Karadağ’daki bakır rezervlerinin çıkarılmasını sağladı. CMC, ileri teknolojiye sahip makineler ve uzman personelle donatılmıştı. Bölgedeki iş gücü ise Kıbrıslı Türk ve Rum halkından sağlanıyordu. Şirketin sosyal tesisler ve işçi konutları inşa etmesi, çalışanların yaşam kalitesini artırdı. Ancak 1974 sonrası geride bırakılan ağır metal atıkları çevre açısından ciddi riskler oluşturdu.
Müzede sunulan malzemeler kronolojik sırayla sergileniyor; başlangıçtaki sondaj araçlarından çalışanların günlük hayatına kadar pek çok belge ve eşya ziyaretçilerle buluştu. Bu sayede geçmişe dair görsel ve dokunsal bir deneyim oluşturuldu.
Açılış Töreninden Notlar
Açılış töreninde konuşan Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Ziba, kültürel mirasa verilen değerin önemine vurgu yaptı:
“Kültür mirasımıza sahip çıkmak, geleceğe aktarmak en büyük görevlerimizden biridir. Müzeler, bu süreci gerçekleştirmenin en güçlü aracıdır.”
Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya ise projeye verdiği destekten ötürü Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’na teşekkür etti. 2014 yılından beri süregelen bu çabanın sonuç verdiğine dikkat çeken Kaya, “Bir irade ortaya konulduğunda her şey mümkün olabiliyor.” ifadesini kullandı.
Bakan Ataoğlu ise ada genelinde turizmi 12 aya yaymak ve her ilçeye bir müze kazandırmak hedefinden bahsetti. Lefke Maden Müzesi ile bu hedeflerinin tamamlandığını belirtti. Aynı zamanda, CMC bölgesinin temizlenerek turizme kazandırılması yönünde yeni çalışmalar başlatılacağını da sözlerine ekledi.
Kültürel Mirasa Yeni Bir Soluk
Lefke Maden Müzesi, yalnızca bir sergi alanı değil; geçmişin izlerini taşıyan, toplumun kolektif belleğini canlandıran ve turizm açısından yeni fırsatlar sunan önemli bir yapı. Kıbrıs’ın maden geçmişi, CMC döneminin etkileri ve bölgenin sosyo-kültürel dönüşümü bu müzede bir araya geliyor.
Tarih, mimari ve çevre tarihini bir araya getiren bu eser, hem eğitim hem de araştırma açısından değerli bir kaynak niteliğinde. Hem yerel halk hem de uluslararası ziyaretçiler için geçmişe yolculuk imkanı sunuyor. Artık Lefke, sadece doğal güzellikleri ya da tarihi dokusuyla değil, aynı zamanda bu önemli kültür merkeziyle de ön plana çıkıyor.
Nihayetinde Lefke Maden Müzesi, sadece bir ilçenin değil, Kıbrıs’ın da önemli bir parçası olan madencilik geçmişini anlatıyor. Restorasyon sürecinde yaşanan gecikmelere rağmen, binanın yeniden hayata geçirilmesi ve sergilenen tarihi malzemelerle birlikte, bu müze hem eğitici hem de estetik bir deneyim sunuyor.
Gelecek nesillere bırakılan kültürel mirasın korunması açısından önemli bir adım olan Lefke Maden Müzesi, turizmde yeni bir destinasyon olarak da hızla tanınmaya başlamış durumda.