Şener Üşümezsoy Kimdir?

Türkiye'nin önde gelen jeologlarından biri olan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bilimsel araştırmalarıyla, deprem konusundaki uzmanlığıyla ve topluma yönelik bilgilendirici çalışmaları ile tanınan önemli bir isimdir.

Şener Üşümezsoy Kimdir?

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 14 Kasım 1950 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Kırım’dan gelen Tatar bir ailenin çocuğuydu. Çocukluğu boyunca eğitimine İstanbul’da devam etti. Çapa İlkokulu ve Ortaokulu’nu tamamladıktan sonra Pertevniyal Lisesi’nden mezun oldu. Üniversite eğitimi için ise İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Bölümünü seçti. Burada aldığı eğitim, onun jeolojiye olan ilgisini daha da derinleştirdi.

Lisans eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine adım atan Üşümezsoy, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde asistanlık görevine başladı. Daha sonra Istranca Dağları’nın tektonik evrimi üzerine doktora çalışmasını yürüttü. Bu süreçte, ünlü jeolog Prof. Önder Öztunalı’nın danışmanlığında önemli jeolojik analizler gerçekleştirdi.

Kariyerinin Temelleri: Maden Tetkik Arama Enstitüsü ve Akademik Çalışmalar

Üşümezsoy’un mesleki yaşamı, Maden Tetkik Arama (MTA) Enstitüsü’nde çalışmaya başladığı 1976 yılına dayanır. MTA bünyesinde, Balya, Yenice, Edremit ve Kalkım gibi bölgelerde Kaz Dağları ve çevresinin jeolojik özelliklerini, tektonik yapılarını ve maden yataklarını inceledi. Bu dönemde Türkiye’nin plaka tektoniği evrimi üzerine yaptığı çalışmalar, onu doçentliğe yükseltme sürecinde önemli bir rol oynadı.

Daha sonraki yıllarda, Kaz Dağları’nın bindirmeli tektoniği ve kuars eksenlerinin deformasyonunun analizi üzerine hazırladığı profesörlük teziyle bilim dünyasına büyük katkılar sağladı. Magmatik-metamorfik kayaçlar, kayaç deformasyonu, mikro tektonik, deprem jeolojisi ve kayaç kırılma fiziği gibi alanlarda verdiği derslerle öğrencilerine de rehberlik etti.

Deprem Konusundaki Uzmanlığı ve Topluma Katkıları

Şener Üşümezsoy’un adı, özellikle deprem konusundaki tahminleri ve halkı bilgilendirici çalışmaları sayesinde geniş kitleler tarafından bilinir hale geldi. 17 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Marmara Depremi sonrasında, toplumu bilgilendirmek amacıyla çeşitli projelere imza attı. Depremlerin nedenlerini, sonuçlarını ve önlenmesi için alınabilecek tedbirleri anlatan pek çok makale yazdı.

Üşümezsoy’un bu alandaki en bilinen eserleri arasında şu kitaplar yer almaktadır:

- İstanbul Depremi-Uydu Görüntüleri ile Türkiye Fayları ve Fay Hatları
- Vatandaş İçin Deprem Rehberi
- Marmara’da Deprem Riski

Bu kitaplar, sadece bilim insanlarına değil, aynı zamanda deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan sıradan vatandaşlara da yol gösterici olmuştur. Üşümezsoy, depremlerin yalnızca bilimsel bir konu olmadığını, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorun olduğunu vurgulayarak, toplumun bu konuda daha bilinçli olmasını savundu.

Akademik Dışındaki Çalışmaları ve İlgi Alanları

Şener Üşümezsoy’un ilgi alanları, jeoloji ve deprem konularıyla sınırlı değildir. Tarih, ulusal sol ideoloji, dış politika ve strateji gibi konularda da yoğun bir şekilde çalışmıştır. Yayınlanmış 10’dan fazla kitabı ve yüzlerce makalesi bulunan Üşümezsoy, bu alanlarda da önemli bir ses olarak kabul edilir.

Örneğin, petrol siyaseti ve enerji kaynaklarıyla ilgili yazdığı kitaplar, Türkiye’nin enerji politikaları üzerine düşündüren önemli metinlerdir. Bunlardan bazıları şunlardır:

- Yeni Dünya Petrol Düzeni ve Körfez Savaşları
- Türk Jeostratejisi
- Petrol Şoku ve Yeni Ortadoğu Haritası

Ayrıca, Ulusal Parti İdeolojik Büro Başkanı olarak siyasi faaliyetlerde de bulundu. 2012 yılında Kenya’da gerçekleştirilen "Tropytürk" yarışmasına katılması ve 2013 yılında Show TV’de yayınlanan "Ben Burdan Atlarım" programında yarışmacı olması, onun farklı yönlerini de gözler önüne serdi.

Bilim ve Toplum Arasında Bir Köprü: Şener Üşümezsoy’un Etkisi

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bilimsel araştırmalarıyla ve topluma yönelik bilgilendirici çalışmalarıyla, bilim ve toplum arasında güçlü bir köprü kurmayı başardı. Deprem konusunda yaptığı tahminler ve uyarılar, özellikle İstanbul gibi yoğun nüfuslu şehirlerde yaşayan insanlar için büyük önem taşır. Üşümezsoy, depremlerin yalnızca bir doğal afet olmadığını, aynı zamanda insanların bilinçli davranmasıyla azaltılabilir bir risk olduğunu defalarca dile getirdi.

Türkiye’nin jeolojik yapısını ve deprem risklerini anlatan kitaplarıyla, okuyuculara pratik bilgiler sunan Üşümezsoy, aynı zamanda genç bilim insanlarına da ilham kaynağı oldu. Kendisi gibi, bilimin toplumsal hayata entegre edilmesi gerektiğine inanan bir neslin yetişmesine katkı sağladı.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, sadece bir bilim insanı değil, aynı zamanda toplumun bir üyesi olarak bilimsel bilginin günlük yaşama nasıl aktarılacağına dair örnek bir modeldir. Deprem konusundaki çalışmaları, tarih ve jeopolitik alanındaki incelemeleri ve topluma yönelik bilgilendirici yayınları, onu çağdaş Türkiye’nin önemli isimlerinden biri haline getirdi.

Üşümezsoy’un hayat hikâyesi ve çalışmaları, bilimin yalnızca laboratuvarlarda kalmaması gerektiğini, toplumun refahı ve güvenliği için kullanılması gerektiğini hatırlatıyor. Bugün bile sosyal medyada ve bilimsel platformlarda gündemde olan Üşümezsoy, bilim ve vatandaşlık arasında bir simge olarak varlığını sürdürmektedir.

Nihayetinde, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un çalışmaları ve katkıları, sadece Türkiye için değil, tüm dünyanın jeoloji ve deprem bilimine katkıda bulunmuş bir mirastır.