Mardo Dondurma Kimin?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden doğup büyüyen, şimdi ise kalitesini geniş bir kitleye ulaştıran Mardo Dondurma, adını lezzetle özdeşleştirmiş bir marka olarak öne çıkıyor.

Mardo Dondurma, sadece bir marka değil; yılların deneyimiyle şekillenmiş, taze malzeme ve kaliteye olan bağlılığı ile öne çıkan bir başarı hikayesidir. 1988 yılında Kıbrıs’ta küçük bir atölye ile başlayan yolculuk, bugün ada genelinde 13 şubesi ve geniş bir bayi ağıyla devam ediyor. Mardo’nun kurucusu Ali Ağıt’ın kararlılığı ve özverisiyle inşa ettiği bu yapı, zaman içinde sadece dondurma sektöründe değil, tatlılar ve pastalar içinde kendini göstermiştir.
Ali Ağıt, başlangıçta mevsimlik bir iş olarak düşündüğü dondurma satışı ile yola çıkmıştı. Ancak kısa sürede fark yaratmak istemiş ve “Neden sattığım dondurmayı ben üretmeyeyim?” sorusuyla üretim sürecine adım atmıştı. Büyük çaba ve fedakârlıklar sonucunda İngiltere’den ikinci el bir dondurma makinesi ve eksik parçalarını temin etmeyi başarabilmişti. Üretim konusunda deneyimsiz olmasına rağmen, deneme yanılma yoluyla ilerleyerek kısa sürede adanın en kaliteli dondurmalarını üretebilmişlerdi. Bugün bu başarı, sadece onun kişisel kararlılığının bir sonucu değil, aynı zamanda tüketicinin lezzet ve kaliteye verdiği değerin de bir göstergesidir.
Mardo Dondurma'nın kalitesinin temel sırrı oldukça basit ama güçlü: her şeyin en doğal ve taze hali kullanılıyor. Ürünlerinde hazır veya donmuş gıda maddeleri, kıvam artırıcılar gibi yapay katkıları tercih etmiyorlar. Özellikle çilekli dondurma gibi ürünlerde kullanılan çilek püresi doğrudan taze çileklerden hazırlanıyor. Bu sayede müşteriler, meyvenin saf ve doğal tadına ulaşabiliyor. Çilekli dondurma için Yeşilırmak köyünden temin edilen çilekler, mevsiminde toplanarak dondurucularda saklanıyor ve yıl boyunca yüksek kaliteli çilekli dondurma üretimi mümkün hale geliyor. Bu da Mardo'nun sadece mevsimsel değil, yıl boyu kaliteli ürün sunabilmesini sağlıyor.
Dondurma üretiminde iki farklı yöntem uygulanıyor: Bateh Freezer ve Continious Freezer. Bateh Freezer yönteminde, küvet dondurmaları üretilirken, meyve parçaları, çikolata kırıntıları gibi katkılara yer verilebiliyor. Örneğin bisküvi, damla çikolata ya da Antep fıstığı içeren dondurmalar bu yöntemle hazırlanıyor. Diğer taraftan Continious Freezer yöntemi ambalajlı paketlerin dolumu için kullanılıyor. Bu yöntemde ise meyve çekirdekleri gibi unsurlar makinayı tıkayabileceği için çilek gibi meyveler özel işlemlerden geçiriliyor. Her iki üretim yönteminde de katkı maddesi kullanılmadan, sadece taze malzemelerle çalışılıyor. Örneğin çilekli dondurma için 5 kg çilek, 5 litre su, 3 kg şeker ve çok az miktarda stabilizer harmanlanarak yaklaşık 20 dakikalık bir süreçte dondurma haline getiriliyor. Bu ürün daha sonra -30 ila -35 derecede soğutularak sertleştiriliyor ve tüketiciye sunuluyor.
Fabrikanın günlük üretim kapasitesi yaklaşık 2 ton seviyesinde bulunuyor. Yaz aylarında talep arttıkça tam kapasite ile çalışan fabrikada, kış aylarında ise ihtiyaç duyulan miktar kadar üretim yapılıyor. Her gün 5-6 çeşit dondurma üretimi gerçekleştiriliyor ve bu ürünler sadece kendi şubelerinde değil, otellerde, restoranlarda, kafelerde ve marketlerde de raflarda yer alıyor. Paketlemeler 125 ml'den 1 litreye kadar değişen boyutlarda sunuluyor. Bu çeşitlilik, hem ev kullanımına hem de ticari alanlara hitap edebilmeyi sağlıyor.
Yeni fikirlere açık bir yapıya sahip olan Mardo, sadece dondurma ile sınırlı kalmadı. 2010 yılında “Sweets & Cakes” markası altında tatlı ve pasta üretimi de hayata geçirdi. Butik pastalar ve kurabiye çeşitleri, düğünler, doğum günü partileri ve davetler gibi özel organizasyonlarda da tercih edilen bir seçenek haline geldi. Ayrıca Grand Mardo Cafelerde hafif atıştırmalık tabakları, tostlar, kahvaltı alternatifleri ve çocuk menüleri gibi yeni ürün gruplarıyla da müşterilerine daha fazla değer sunmaya devam ediyor.
Ancak bu başarı, kolay şartlarda sağlanmadı. Fabrikanın bulunduğu bölgede kanalizasyon sisteminin olmaması, atık suyun boşaltılması için haftada birkaç kez vidanjör hizmeti alınmasını gerektiriyor. Bu da ek maliyet anlamına geliyor. Süt tedarikinde de zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor çünkü taze süt kullanılması gerekiyor. Süt, Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK) üzerinden temin ediliyor ancak büyük hellim üreticileri nedeniyle bazen arz sıkıntısı oluşabiliyor. Tüm bu engellere rağmen Mardo, kalitenin her şeyden önce geldiği anlayışıyla yoluna devam ediyor.
Piyasadaki rekabet açısından Türkiye’den gelen ucuz ithal dondurmalarla kıyaslandığında fiyat avantajı olmasa da, tüketiciler Mardo’yu lezzeti ve güvenilirliği nedeniyle tercih ediyor. Türkiye’den gelen bazı markalar, 1 litre süt fiyatına bile dondurma sunarken, Mardo tüketicisine sunduğu doğal içerik ve uzun süreli tecrübe ile fark yaratmayı başarıyor. En çok tercih edilen beş dondurma çeşidi ise yıllardır değişmeden aynı şekilde kalıyor: çikolatalı, çilekli, limonlu, vanilyalı ve sade dondurma. Yeni çeşitler geliştirilse de bu ilk beş sırada yer bulamadıkları için zamanla listeye alınmıyor.
Ayrıca Mardo, sosyal sorumluluk projeleri ile de biliniyor. “30 bin top dondurma” kampanyası Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı adına hayata geçirildi. Kampanya süresince yapılan satışlardan elde edilen gelir, vakfa bağışlandı. Bu tür sosyal projelerle de topluma katkı sunmayı sürdürüyor.
Nihayetinde, Mardo Dondurma sadece bir işletmenin gelişim hikayesi değil; aynı zamanda emek, sabır ve tutku ile inşa edilmiş bir marka örneğidir. Taze malzeme kullanımı, sürekli yenilikçi yaklaşımı ve müşteri odaklı üretimi ile sadece Kıbrıs’ta değil, potansiyel olarak Türkiye ve diğer bölgelerde de büyüme imkânı taşıyor. Yerli üretimin güçlü örneklerinden biri olarak, gelecekte daha da genişleyebilecek bir yapıya sahip.